Hollywood Extreme should be more extreme!




Geçen akşam Hollywood Extreme izlerken aklıma geldi, (gerçi bir yandan hep aklımda ama olsun) estetik ameliyat yaptırsam mı diye. Bilenler bilir, dalga geçenler geçer (ben de pek bir üzülürüm ya, evet); ortalama bir göğüs ölçüsünden (herhalde 80-85 oluyor bu) daha ufak göğüslerim var. Senelerden beri en yakın arkadaşlarımın Nadide Sultan soyundan geldiği de düşünülecek olursa işitebileceğim lafların hepsini işittim, artık edilen lafların bünyemde bir etki yapması söz konusu değil. Nedir yani, açık yakalı birşey giyerim (ki saklayacak birşeyim olmadığımdan göbeğime kadar da açarım), "oo sırt dekolten çok güzelmiş"; "ilerde çocuğun olursa aç kalacak"; "aha şu mermer masada bile daha çok pürüz var"; "12 yaşından beri bir gelişme gösteremedin" gibi laflar işittiğimde karşılıklı gülüyoruz. Zaten sorun da etmiyorum, zira kalçam da olmadığından ötürü oğlan çocuğu ebatlarını benimsemiş durumdayım. Ama oturdum inceledim, bu işin process i nedir öğrendim.

Öncelikle eğer bu tarz bir göğüs büyütme ameliyatına karar verdiyseniz karşınızda sizi birkaç yol bekliyor. Seçtiğiniz boydaki implantlar (ki normal/büyük/porno yıldızı olarak 3'e ayrılıyorlar) koltuk altınızdan başlayıp göğüs altınıza doğru ilerleyen ince bir kesikle, göbek deliğinizden açılan bir yuvadan göğsünüze kadar ilerletilen bir kanalla ya da göğüs uçlarınızın kavanoz kapağı gibi açılarak direkt ortasına yerleştirilmesi arasından seçim yapıyorsunuz. En az iz göbek deliğinden kalıyor ama bütün abdominal bölgeyi ağrılara teslim ediyorsunuz. Artık eskisi gibi silikon bazlı bir malzeme yerine tuzlu bir çözelti kullanıyorlar. Silikon kadar etkili bir sonuç vermese de herhangi bir yırtılma, akma durumunda sağlığınızı daha az tehdit ediyor. Düşünülenin ve görülenin aksine bu konuda hiçbir kompleksim olmamasına rağmen oturup izleyip üzerine de araştırma yapmış olmamın sebebi farklı.


Seneler boyu süren eğitimle zaten software upgrade i yapıyoruz. Eğitim bitiyor, iş hayatında da sürekli bir harddisk dolması yaşıyoruz. Ha bazılarının harddiskleri yetersiz kapasiteden ötürü bir yerden sonra alamıyor orası ayrı; bazen işlemci yavaş kalıyor ve algı sınırları zorlanıyor, bazen ram yetmediğinden ötürü mavi ekran veriyorlar. Nasıl bilgisayarlara 2-3 senede bir birtakım güncellemeler yapıyorsak kendi vücudumuza da bu tip şeyleri yapabilmeliyiz diye düşünüyorum. Henüz CRT monitör kullandığımız dönemlerde abartıp 21" ini almıştım, (hani bazı erkeklerin başka küçük yerlerini kompanse etmek için Hummer alması gibi) sonra zebellah gibi monitörün estetik açıdan ve masa kaybı açısından hoş olmadığını görerek 23"lik cinema display aldım. Hadi benimki görgüsüzlük biraz, ya da belki başka ufak yerlerime yönelebilecek olası ilgiyi dağıtmak için yaptım. Şimdi bilgisayarsal olarak memnunum hayatımdan, ama monitöre yakın bir para harcayarak kendi görüntümü de değiştirmeli miyim?

 Büyük göğüs merakı primal çağlardan gelen bir içgüdü. Açıklayacak olursam, büyük göğüsler ve yuvarlak kalçalar kadınlarda doğurganlığı simgeliyor. Zaten ilk çağlarda yapılan bereket/doğa/toprak tanrıçalarının idollerinde de böyle bir yaklaşım var. Kadının başlıca görevi doğurup üreyerek soyun devamını sağlamaktır. Aynı şekilde erkeklerde de geniş omuzlar, kaslı kol ve bacakların her zaman moda olması da o dönemlerden kalma bir durum. Erkeğin asıl görevi de kadını korumak, ava çıkıp kendisinin ve ailesini karnını doyurmaktır. Bu durumda büyük göğüs eğer "doğurganlığı" simgeliyorsa bunun neresi peki "seksi" diye düşünmeden edemiyorum. Basit bir şekilde "amaaan bunların hepsi aslında medyanın şişirmesi, ön tarafında iki tane karpuz taşımanın ne alemi var?" diye de geçiştirebilirdim ama bilimsel ve etnolojik bir şekilde açıklayayım istedim. 

Hollywood Extreme'de kendi vücutlarından ve görüntülerinden memnun olmayan bir grup insanın kendini beğenmek adına ne taklalar attığı anlatılıyordu. Eskiden çoğunlukla porno yıldızları ya da daha ciddi yapımlarda rol alan aktrislerin geçirdiği ameliyatların şimdi ayağa düştüğü, basit ev kadınlarının hatta benim gibi işsiz mimarların bile bu tarz ameliyatlar için bıçak altına yattığından bahsedildi (belki işsiz mimarlardan bahsetmediler ama geç bir vakitti, ben öyle algıladım). Ha benim böyle bir kompleksim yok, aman daha doğurgan durayım demiyorum ama eğer hardware upgrade yapabilme şansım varsa bu şansı daha başka alanlarda kullanmak istiyorum. 70'li yıllarda gösterilen "Six Million Dollar Man" ya da "Bionic Woman" dizilerindeki gibi olabilme şansım nedir, ben bunları öğrenmek istiyorum. Bir yerlerim büyüyecekse illaki, başka fonksiyonları da olsun. Örneğin bindiğim uçak düştüğünde beni şişme bot gibi karaya ulaştıracak göğüslerim olabilecek mi? Ya da araba kazası geçirirsem çarpışma anında airbag olarak kullanabilecek miyim? Ya da daha günlük hayat içinden düşünecek olursam, örneğin tv izlerken sehpaya ulaşmaya üşendiğimde üstüne bardak, patlamış mısır, kumanda, telefon gibi nesneleri koyabileceğim ekstra bir yüzeyim olacak mı?

Kasanın kendisinin değişiminden çok kasanın muhteviyatındakileri değiştirebileceğim günleri merak ediyorum. Ekranlarım full HD olabilir ama ben ne kadar full görüyorum onu bilmiyorum. Açıkcası 720p ile 1080p arasındaki farkı iki görüntü yanyana gelmeden pek algılayamıyorsam aradaki çok gb lik ya da çok tl lik farkı neyleyeyim? Bir yandan yazı yazarken bir yanda 3ds max'te modelleme yapıp, bir yandan da dizi izleyebiliyorum (ki iphone'da bile multitasking yok) ama ya daha çok işi aynı anda yapmak istersem? RAM arttırımı nerden yapabiliyoruz? Bende kaç ram slotu var ve işletim sistemim ne kadara kadar destekliyor? Yeni service pack ne zaman çıkacak? Firewall'umu açtığımda belki daha hızlı torrent indirebiliyorum ama dışarıdan gelecek saldırılara karşı daha hassas oluyorum, virüs korumamın süresi doldu mu? Sürekli kullanmadığım dosyaları sıkıştırsam harddiskimden tasarruf eder miyim? Defrag etmem ne kadar sürüyor beynimi? İşime yaramayan ya da artık hatırlamak istemediğim dataları/insanları silsem geri dönüşüm kutusuna gider mi? Bazen bazı şeyleri hatırlamakta zorlanıyorum, google search kullanmama daha ne kadar var? İlla X Men olma gibi bir niyetim yok, ama doğanın bahşettiği bazı özelliklerimi overclock etmek istiyorum. Estetik cerraha gidip bir usb giriş taktırmak istediğimi söylesem nasıl karşılar bilemiyorum gerçi ama şimdilik tıp dünyasının benim isteklerimi karşılayabileceğini de sanmıyorum. 


Bir yandan düşününce de iyiki henüz bu tip şeyler yapamıyorlar diyorum. Etrafta "ay çok kilo almışsın şekerim varil gibi olmuşsun" dediğimiz bayanların "ama memelerim var benim" gibi bir karşı argümanla geliyor olduğu gerçeğine ithafen beni zeka sorgulama sürecine sokuyor olmaları, bu tarz beyin upgrade leri ile nasıl bir hale  gelecekleri konusunda beni endişelendiriyor. Görünüşüm belki fitness videosu yapan Raquel Welch ya da beyaz bikinileriyle Bond kızı Ursula Andress kıvamında değil ama henüz koşup ameliyat olacak kadar da komplekse girmedim. O gün geldiğinde de henüz beyin upgrade i yapamadıkları gerçeğini bilip de organ eksikliği yaşayanları parmağımla gösterip "peki şimdi tanrınız nerde?" diye güleceğim.


 

2 comments:

Pina said...

Venüs ablanın da memeleri küçük. Demek Botiç ağa büyük sevmiyormuş.

Sevgiler,

Ziya.

non playable character said...

rönesans devri ablaların hepsi ufak memeli. daha çok karın bölgesine çalışmışlar orda. hamile değilim ama öyle görünmeyi seviyorum, size de doğurgan geldim mi demişler. hem göbek hem göğüs zaten korkunç bir karışım.